Altı yıldır kağıt üzerinde hayal edilen, yapılamaz zannedilen Sözcü televizyonunu sadece 39 günde hayata geçirmeyi başardık.
Yılların tecrübesine sahip kanallar için bile çok çok zorlu ve sancılı bir süreç olan yayın akışı, daha ilk günden kusursuz oturdu.
Daha üçüncü günümüzde kesintisiz 18 saat canlı yayın gerçekleştirir hale geldik.
Son dakika ve özel haber trafiğinde, saygın konuklar trafiğinde, yıllardır bizzat izleyicisi olduğumuz ve büyük saygı duyduğumuz güçlü rakiplerimizi geçebildik.
Çok şükür, sanki 15 yıldır yayındaymışız kadar rahatız ama, aslında bugün henüz yedinci günümüz.
Bu yayıncılık süratinin ve bu kadar kısacık sürede yarattığı etki gücünün, Türk medyasında örneği yok.
Gecesini gündüzüne katarak, insanüstü gayret sarfeden tüm çalışma arkadaşlarımı yürekten kutlarım.
Parti borazanlığı yapan mutant gazetecilerle sıvanmış, iliştirilmiş gazetecilerle kirletilmiş medyaya, tertemiz bir ekran kazandırdığımız için mutluyum.
Dinozorlar yüzünden kendilerini gösterme fırsatı bulamayan, meslek hayatının baharındaki pırıl pırıl gençlerimizi sektöre kazandırdığımız için, özellikle mutluyum.
Değerli patronumuz Burak Akbay’a söz verdiğim şekilde “kurucu” görevimi tamamladım.
Anadolu imbiğinden damıtılarak süzülmüş kulağa küpe lafımızdır... Çok muhabbet, tez ayrılık, bırakmayı bilmek lazım.
Bundan sonrası, genel yayın yönetmenimiz Korcan Karar’ın liderliğinde seçkin haberci arkadaşlarımın.
★
(Parantez açayım... Görevden derhal uzaklaştırılmam için, bir saniye bile görevde kalmamam için, Chp yönetiminin adını kullanarak, aleyhime kampanya başlatılmasına üzülmedim desem, yalan olur.
Akp kampanyalarına alışığım, umurumda bile olmadığını beni tanıyan herkes bilir, ama doğma büyüme bir Chp’li olarak, bu kampanyaya parti kaynaklarının harcanmasına gerçekten üzüldüm.
Chp’nin parasına yazık kardeşim.
Çünkü, bu kadar dolanbaçlı yollar deneyeceklerine, direkt bana telefon etselerdi, kurucu görevim dışında bir niyetim olmadığını, Sözcü televizyonunda çalışma odamın bile olmadığını, genel müdür, genel yönetmen, genel koordinatör gibi herhangi bir sıfatımın olmadığını kendilerine zaten söylerdim.)
★
(Bakın, Meral Akşener yeniden masaya davet edildi, kasıtlı medyanın kasıtlı olarak köpürttüğü kriz, harika bir formülle, harika bir şekilde tatlıya bağlandı, Türkiye’nin umutları eskisinden çok daha fazla arttı.
Meral Akşener’in masayı dağıtmadığını, kasten masanın dışına ittirildiğini söylediğim için, ‘Meral Akşener masayı dağıttı diyenler akçeli gazetecilerdir’ dediğim için, Chp yönetiminin adını kullanarak benim aleyhime linç kampanyası başlatanlar, ne diyecekler şimdi?)
★
(Ekmelettin İhsanoğlu faciasına yolaçanların şu anda yine tam kadro faaliyette olduğunu, altılı masayı aslında bu kadronun bozmaya çalıştığını isim isim, kronolojik olarak anlattığım için, beni ve Sözcü televizyonunu linç etmeye çalışanlar, ne diyecekler şimdi?)
★
(Meral Akşener dışlansaydı, Meral Akşener’in ısrarla masaya getirdiği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş denklemin dışında bırakılsaydı, bu ülkenin hâlâ umudu olabilir miydi?)
★
(Daha sadece yedi gündür yayında olan Sözcü televizyonu gibi namuslu televizyonlar olmasaydı, meydan iliştirilmiş televizyonlara, yangına körükle giden iliştirilmiş gazetecilere kalsaydı, bu kriz böyle tatlıya bağlanabilir miydi?)
★
(Biz gazetecilerin görevi, biat ettiğimiz partiler adına tetikçilik yapmak mıdır, yoksa, her iki tarafın görüşlerine de yer vererek, meselenin doğru anlaşılmasını sağlamak mıdır?)
★
Sözcü televizyonunu işte bu duygularla kurduk.
Kalıcı olmak, koltuğa yapışmak değildir.
Kalıcı olmak, bırakmayı bilmektir.
Sözcü televizyonundaki kurucu görevimi gazetecilik ahlakımızla tamamladığım için müsterihim, huzurla bırakıyorum.
★
İktidar değişiyor.
Yüzde yüz kazanacağız.
Türkiye’den haberiniz illa ki oluyor...
Türkiye’den “gerçekten” haberiniz olsun istiyorsanız, Sözcü televizyonunu izlemeyi unutmayın.
Bir Yorum Bırakın